Pandemi süreciyle ekonomik anlamda zor günler geçiren halk, kendi kaderine terk edilmişliğin acısıyla bu hayatta -her şeye rağmen- kolay olmayan bir var olma mücadelesi veriyor.

Tüm birikimlerini bu zorlu süreçte tüketen halk, şimdi bir çıkış yolu arasa da bu, o kadar da kolay değil. Zira bir yanda pandemi, diğer yanda ekonomik zorluklar halkı canından bezdirmiş durumda…

Bu sıkıntılı süreçte bazı şirketler ise, çalışanlarına destek olacaklarına, süreci içinden çıkılmaz bir hale dönüştüren kararlara imza attılar.

Bazı şirketler, birikmiş tazminatları olan deneyimli çalışanlarına bu tazminatları ödememek için, krizi bahane ederek, zarar ettiklerini ileri sürüp çalışanlarını ücretsiz izine ayırma kararı aldılar. 

Bu zorlu süreçte çalışanlarını kendi kaderlerine terk eden şirketler, süreci de olabildiğince uzatarak, çalışanlarını yıldırmayı ve onları istifaya kendi istekleriyle zorlamayı, böylelikle hem kıdem hem de ihbar tazminatından yırtmayı planlıyorlar.

Ülkede pandemi iznine ayrılan çalışanların sayısı iki buçuk milyon civarında. TÜİK verilerine göre ülkedeki işsizlerin dört milyon civarında olduğunu düşündüğümüzde, bu oran %63’e denk geliyor. 

Devlet pandemi süresince işçi çıkışlarını yasakladığı için, istedikleri gibi personel çıkaramayan şirketler, sırtlarındaki bu kamburdan  kurtulabilmek için her yolu denemeye çalışıyorlar. 

Oysa bu zorlu sürece sessiz kalmayan bazı çalışanlar kanuni haklarını kullanıp noter kanalıyla çalıştıkları şirketlere ihtarname çekince, işin seyri de değişmeye başladı. 

Çalışanlar, çıkışların kendi bilgileri dışında gerçekleştiğini kanuni yoldan ispatlamaya çalışıp, meseleyi hukuki zemine taşıyınca, nasıl bir sürecin kendilerini beklediğini anlamaya başlayan şirket yetkilileri, şimdi bu süreçten en az hasarla nasıl çıkabiliriz, diye düşünmeye başladılar. 

Kanunlar çalışandan yana. İşverenler de bu gerçeği biliyorlar. Eğer çalışanlar bu durumu ispatlayabilirlerse, süreç geriye dönük işleyecek ve fazla mesai, hafta sonu çalışma, sigortasız çalıştırıldığı günler baz alınacak ve süreç yasal faizleriyle hesaplanıp değerlendirilecek. Bu da çok ciddi meblağların dillendirilmesi anlamına geliyor...

Allah’ın sopası yok.
Șirket yetkilileri şimdilerde, mesenin çözümüne yönelik somut adımlar atmayı düşünür hale gelseler de, henüz çalışanlarını ișe geri çağırma seçeneğine başvuran olmadı ama süreci zarar görmeme adına yakından takip ediyorlar. 

Basının bu durumu haber yapması ve bu tür haberleri gündemde tutması, şirketlerin devamlılığına vurulacak en büyük darbe olacağa benziyor. Onlar da bu gerçeği biliyorlar.

Üstelik yaşanan hukuki süreç şirketlerin prestijini de ciddi anlamda sarsacağı için, şirket yöneticileri gittikleri her yerde bu durumu izah etmek durumunda kalacaklar ki, onlar için belki de en zor olanı da bu…

Yapmayın bunu. Almayın mazlumun ahını… Çalışanlarınızın ekmeğiyle oynamayın. Bu zorlu süreçte onlara bir darbe de siz vurmayın...